Dereler, gözeler ve efsanelerle dolu bir dünya...
28 - 31 Ekim 2025, Salı - Cuma
Dereler, gözeler, şelaleler ve efsanelerle dolu bir dünyaya gidiyoruz!
Uçakla: İzmir>> Elazığ>> İzmir
İZMİR >> ELAZIĞ – HARPUT – TUNCELİ-MUNZUR VADİSİ–SALÖRDEK YAYLASI – KEMALİYE – DİVRİĞİ- ARAPGİR–ELAZIĞ >> İZMİR
ROTAMIZDA UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASLARI
*1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kültürel varlık olarak dahil edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası Türkiye’nin bu listeye giren ilk mimari yapısıdır.
*Kemaliye Tarihi Kenti (Erzincan) Unesco Kültür Mirası Geçici listesine alındı [2021]
28 Ekim 2025, Salı: İZMİR – ELAZIĞ – TUNCELİ
Sabah saat 05.55‘de İzmir / Adnan Menderes Hava Limanı İç Hatlar Terminalinden direkt olarak olarak Elazığ’a uçuyoruz. Öngörülen varış saati 07.50. Kahvaltı molası sonrasında Harput gezimizi yapıyoruz. Ardından, TUNCELİ’ye hareket ediyoruz. Keban Barajını görerek PERTEK üzerinden feribotla geçiyoruz. Martıların eşlik ettiği feribot yolculuğunda Pertek kalesini fotoğraflama imkanı buluyoruz.
Tunceli’ye ulaştığımızda öncelikle Korkes Tepesinden nefis bir coğrafya içindeki Tunceli Panoramasını seyrediyor, fotoğraflarımızı çekiyoruz. Akşamüzeri Tunceli şehir turumuzu yapıyoruz. Akşam yemeğimizi otelde ya da Munzur Nehri kıyısında bir restoranda alıyoruz. Konaklamamız Tunceli’de.
29 Ekim 2025, Çarşamba: MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI – SALÖRDEK YAYLASI
Sabah kahvaltımızı otelde yaptıktan turumuza başlıyoruz. Önce, 1971 yılında Milli Park ilan edilen ve Türkiye’nin en önemli biyolojik çeşitlilik alanlarından biri olan MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI’na gidiyoruz. Rehberimizin anlatımıyla bu önemli flora ve fauna alanı hakkında bilgi alıyor, Milli park içerisinde birkaç yerde küçük molalar veriyoruz. Dileyenler harika doğa fotoğrafları çekiyorlar. HALBORİ gözelerini görüyor, sonrasında Munzur Nehri’nin aktığı vadi boyunca ilerleyip Tunceli şehir merkezine 65 km uzakta bulunan OVACIK ilçesine ulaşıyoruz. Buradan da yörenin en kutsal mekanlarından biri sayılan MUNZUR GÖZELERİ’ne doğru yol alıyoruz. Munzur Gözeleri aynı zamanda ilin en önemli su kaynağıdır. Munzur’un hikayesi eşliğinde gözeleri görüyor ve Munzur’un kaynağına doğru hafif bir yürüyüş yapıyoruz. Gözelerden akan buz gibi Munzur suyundan doyasıya içiyoruz…
Munzur yaylaları her dönemde çok güzeldir. İnanılmaz doğası, binbir çiçeği, sarp ve ulu kayalıklarıyla muhteşem bir güzelliğe bürünür yaylalar. Meşe ormanları arasında boy veren titrek kavak ağaçlarının
yabani çınarların, meyve ağaçlarının arasında olmak doyumsuzdur.
Öğle yemeğinden sonra ilin en derin vadilerinden biri olan PÜLÜMÜR VADİSİ’ne doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Muhteşem bir doğanın eşliğinde Salördek’e doğru yol alırken bir yanımızda Pülümür Nehri, diğer yanda derin uçurumlar, vadiler ve ormanlar içinde ilerliyoruz. Salördek ve Beğendik köyleri bölgesindeki ormanlar, koruma altında olan ve önemli türleri içeren bir coğrafyada. Yolumuz üzerinde Kutu Deresi’nde Kara Haydar’ın yerinde, Ağlayan Kayalar’da kısa molalar verip fotoğraf çekiyoruz. Sonrasında Tunceli merkeze 60 km uzaklıkta bulunan SALÖRDEK’e ulaşıyoruz.
Salördek ormanlarında, yorucu olmayan rahat bir parkurda doğa yürüyüşü yapıyoruz. Tunceli merkeze dönüş sonrasında serbest akşam yemeği ve dinlenme…
30 Ekim 2025, Perşembe: TUNCELİ MÜZESİ – ÇEMİŞGEZEK – TAŞYOL – KEMALİYE
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra otelden ayrılıyoruz. Prehistorik dönemden bugüne insanlığın yaşam serüveninin, bilgi metinleri, görseller, diaromalar ve canlandırmalar eşliğinde anlatıldığı altı salondan oluşan TUNCELİ MÜZESİ’ni geziyoruz.
Sonra Hozat ve Çemişgezek üzerinden çok güzel bir rotadan, Kemaliye’ye doğru yolculuk yapıyoruz. Kemaliye tüm güzelliği ile karşılıyor bizi… Derin bir vadi içinde sessiz ama kocaman akan Karasu nehrinin yarattığı yeşillik ve bolluk, öte yanda ise Osmanlı döneminden kalan eski Türk Evleri ve restore edilen güzelim konakları, sokakları ile KEMALİYE, el sanatları, iğne oyaları…
Geç öğle yemeği molasından sonra Kemaliye içindeki turumuza başlıyoruz. Tarihi Kemaliye İlçesi, tarihsel süreçte İpek ve Kervan yolları üzerinde bulunan Kemaliye kent dokusu, mimarisi ve özgün evleri ile UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesindedir. Doğayı yapılaşmada temel unsur olarak gören bir anlayışla topografyaya oturan yerleşim, Fırat Nehri’nden itibaren yükselen üç ana sekiden oluşur. Fırat Nehri, kentsel mekân kurgusunu ve mimariyi etkilemiş; yerleşim birimleri bu etkiye göre oluşturulmuş ve tasarlanmış olduğu için çok özeldir… Geleneksel evler, kapı tokmakları, su değirmeni, şairler caddesi…
Evliya Çelebi Kemaliye’den “Meyvelerle dolu, bağ bahçe bir kasaba” diye bahseder Seyahatnamesi’nde. Kemaliye, kısa adı ÇEKÜL olan, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı’nın “7 Bölge- 7 Kent” projesi kapsamındadır. Günümüzde raftingden dağcılığa her türlü doğa sporunun yapılabildiği, okuma yazma oranı Türkiye ortalamasından yüksek olan Kemaliye, özgün bir kentsel peyzaj sergiliyor.
Farklı dut türlerinin kurusunu, pekmezini, reçelini, çamfıstığı ile karışmış özel helvaları (lök) görüyor, tadına bakıyor, geleneksel bir imalathaneyi geziyoruz. Doğrusu, Fırat’ın saklı cenneti Kemaliye’nin keşfedilmemiş güzellikleri her defasında bizi etkiliyor…
Sonra koruma altına alınması ve tanıtılması gerektiğine inandığımız TAŞYOL’a gidiyoruz. Kemaliye’yi Divriği üzerinden Sivas’a bağlayan bu yolun ilk tasarımı 1880’lere uzanıyor. Yapımına ise 1940’larda, büyük ölçüde bölge insanlarının emeği ve kendi kaynakları ile başlanarak, 2000 yılında tamamlanıyor. Ferhat misali dağları oyarak, tünel açarak yapılmış Taşyol. Emin olun, sadece bu tüneli, köprüyü ve yolu görmek için bile Kemaliye’ye gidilir.
Eğer mümkün olursa Fırat’ın başlangıç kolu olan Karasu üzerinde bir tekne turu da yapmak istiyoruz. Zamanımız müsait olursa, bölgedeki hayvan ve bitki çeşitliliğinin sergilendiği Prof. Ali Demirsoy DOĞA TARİHİ MÜZESİ’ni gezmek istiyoruz.
Keyifli bir günün sonunda akşam yemeği ve konaklama Kemaliye / Vadi Kemaliye Otel’de.
31 Ekim 2025, Cuma : APÇAĞA KÖYÜ – DİVRİĞİ – ARAPGİR – OCAK KÖYÜ – ELAZIĞ
Sabah Kemaliye’de uyanmak gerçekten keyifli bir duygu. Vadi Kemaliye Otel’de kahvaltımzı yaptıktan sonra Ahmet Kutsi Tecer’in şiirinden uyarlanan dizelere konu olan APÇAĞA köyüne gidiyoruz.
“Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da,
O köy bizim köyümüzdür”
“O uzaktaki köy” de nostaljik fotoğraflar çekiyoruz.
Turumuzun devamında, DİVRİĞİ‘ye hareket ediyoruz. İslam mimarisinin bir başyapıtını, Unesco Dünya Mirası listesine Türkiye’den 2. Yer olarak giren muhteşem bir eseri, DİVRİĞİ ULU CAMİİ VE DARÜŞŞİFASI‘nı görmek istiyoruz.
Bu muhteşem eser; Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde inşa edilmiştir. Yapımına 1228 yılında başlanıp 1243 tarihinde tamamlanan yapı kompleksinin Baş Mimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah’tır. Başta kapılar ve sütunlar olmak üzere, külliyenin birçok yerinde, Ahlatlı ve Tiflisli ustaların ellerinden çıkan, taş işçiliğinin en nadide ve en ince örneklerini yansıtan motifler gerçekten eşsizdir. Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer özellik de, on binlerce motifin hiç birinin tekrar etmemesidir. Bu çeşitlilik, kâinattaki farklı varlıklar arasındaki muhteşem ahenk ve dengenin simgesel olarak anlatımını amaçlar. Bu eseri anlatmaya sözlerin yetersiz kalacağını Evliya Çelebi yüzyıllar önce şöyle ifade etmiştir: “Methinde diller kısır, kalem kırıktır”. Sanat tarihçileri tarafından “Divriği mucizesi”, “Anadolu’nun Elhamrası” gibi ifadelerle tanımlanmıştır…
Divriği Konaklarına dışarıdan bakıyor ve “Kadın el sanatları” sokağında bir çay molası verip, Arapgir’e hareket ediyoruz….
ARAPGİR de bir başka güze!! Köklü bir tarihi olan Arapgir; Akkoyunlular, İlhanlılar, Danişmendiler tarafından devlet merkezi olarak kullanılmış. Osmanlı döneminde kervanları ağırlamış, dokumalarını, yemişlerini uzak diyarlara göndermiş. Günümüzde Arapgir ile özdeşleşen ve coğrafi işaret almış olan MOR REYHAN veya MOR İKSİR’in ardında büyük bir inat/inanç/sevda öyküsü olduğunu anlıyoruz. Önceleri evlerin önünde azar azar yetiştirilen Arapgir Mor reyhanı, Belediyenin sahiplenmesi ile tescil edilmiş ve ilçe ekonomisinin itici gücü olmaya başarmış.
Zamanlama müsait olursa, sizi ONAR KÖYÜ”ne götürmek istiyoruz. Anadolu’ya ilk gelen Türkmen oymaklarının yerleştiği köylerden biri olan Onar Köyü’nde Anadolu’nun en eski Cemevlerinden birisi var. Bir kaya kütlesinin içine oyulmuş olan ve Kırlangıç tavan tarzı denilen tavanıyla çok etkileyici bir yerdir. 1224 yılında Şeyh Hasan tarafından yaptırılmıştır. Adı Büyük Ocak Tekkesi’dir. 12 Direkli bir çadır görünümünde inşa edilen Sultan Onar Cemevi, Orta Asya Gök Tapınaklarına benzer. Ağaç çatıda üçgen şeklindeki bir havalandırma boşluğu vardır. Ona ‘sır lokma’ derler. Bu boşluktan lokma adı verilen yardımlar atılır, kimsenin ne getirdiği ne götürdüğü bilinmez…
Sonrasında Elazığ yolculuğumuz başlıyor. Varış saatine bağlı olarak belki bir kayısı alışverişi molası, belki bir akşam yemeği molası verebiliriz. Uçak saati yaklaşırken havalimanına gidiyoruz. 23.20 uçuşu ile İzmir’e geri dönüyoruz… Günün ilk saatlerinde (01.15) İzmir’de olmayı umut ediyoruz.
İki kişilik odada kişi başı : 24.500,-TL + Uçak bileti
Tek kişilik oda fiyat farkı : 5.000,-TL
Not: Küçük araç planlaması nedeniyle çocuk fiyatı uygulaması yapılamamaktadır.
GRUP UÇAK BİLETİ: Grup bileti katılımcı sayısı 10 kişi olduğunda alınabilmektedir. Şu an için gidiş/ dönüş: 5000,- TL civarındadır.
İNDİRİM: Nakit ve banka yolu ile yapılan ödemelerde kişi başı 1.500,-TL indirim uygulanır.
TAKSİT: İşbank, Vakıfbank ve World Kredi Kartlarına vade farkı alınmaksızın taksit yapılabilir.
TUR FİYATINA DAHİL OLAN HİZMETLER:
Elazığ’dan başlayıp, Malatya’da biten tur boyunca katılımcı sayısına uygun araçla ulaşım.
Profesyonel rehberlik hizmetleri
Tüm turlar
2 gece Tunceli’de konaklama (oda+kahvaltı)
1 gece Tunceli’de akşam yemeği (otel yada restoranda)
1 gece Kemaliye’de konaklama, kahvaltı ve akşam yemeği
Taşyol gezisi, Keban’da aracın tekne geçiş ücreti
Seyahat sigortası
TUR FİYATINA DAHİL OLMAYANLAR:
İzmir >> Elazığ- >> İzmir (gidiş-dönüş) uçak biletleri
4 Öğle yemeği
1 Akşam yemeği (Tunceli’de)
Tüm yemeklerdeki içecekler
Yollarda yenilen yemekler (Eğer alınırsa, son günün akşam yemeği)
Karasu’da su durumu müsait olursa yapılabilecek tekne turu
Kişisel alışverişler
Müze ve ören yeri giriş ücretleri
NOTLAR:
Turlarımız tek araçla sınırlı olup, araç büyüklüğü katılımcı sayısına göre belirlenir.
Ön rezervasyonlar 3 gün tutulur.
Rezervasyon tur ödemesi yapılınca kesinleşir.
Müze ve ören yeri girişleri için bir yıl geçerli olan MÜZEKART almanızı öneririz. Ancak müze kartınızı lütfen tur öncesinde çıkartınız.
65 yaş üstü misafirlerimizin müze ve ören yeri girişleri ücretsizdir.
Özel müzelerde Müze Kart geçerli değildir.
Hava durumuna uygun giysiler ve rahat yürüyebileceğiniz ayakkabılar getirmenizi önemle tavsiye ederiz.
Alerji veya kronik rahatsızlıklarınız var ise, kayıt sırasında acentemize bilgi veriniz.
Tur sözleşmesini okuyarak imzalamayı unutmayınız.
Acentemiz zorunlu durumlarda tur programında değişiklik yapabilir.
DİKKAT! Gidilen bölgelerde bazen güvenlik- bazen şelalenin kuruması –bazen de yolun bozulup ulaşıma kapanması nedeniyle programda zorunlu değişikler yapılabilmektedir.
SİGORTA
1618 sayılı yasa gereği tüm katılımcılarımız sigortalıdır ve sigorta seyahat süresindeki ani (akut) rahatsızlanmaları kapsar. Kronik rahatsızlıklar ve salgınlar sigorta kapsamı dışındadır.
Acil rahatsızlıklarda sigorta geri ödemeleri tur ücreti ile orantılıdır.
Seyahat Sigortanızın geçerli olabilmesi için tur sözleşmesini okuyup imzalamanızı ve gerekli kimlik bilgilerini acentemize vermenizi rica ederiz
İPTAL KOŞULLARI
Tura 30 günden az süre yapılan iptallerde veya tura gelinmediğinde sözleşme kuralları geçerlidir.
Acentemiz elde olmayan nedenlerle turu iptal etmek zorunda kalırsa ödemeler iade edilir.