Bari – Polignano Amare – Alberobello – Locorotondo – Ostuni- Brindisi – Lecce- Otranto- Taranto – Matera & Amalfi Kıyıları – Ravello – Positano – Amalfi- Sorrento – Capri Adası- Sorrento- Napoli

Puglia Bölgesi Adriyatik ve İyonya Denizleri’nin ortasında, 800 km sahil şeridine sahip olan bir bölge. İrili ufaklı, sevimli İtalyan köyleri, uçsuz bucaksız zeytinlikleri, nefis yemekleri, tarihi kalıntıları ve muhteşem deniziyle gezginler için nispeten yeni bir keşif! Bölgede Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve İspanyol’lardan kalma pek çok eser var. Kiliseler, Orta çağ kaleleri, Barok katedraller ve 17. yüzyıldan kalma yeraltı zeytin değirmenleri, Alborabello’da Harran evlerine benzeyen konik çatılı evler, Ürgüp ile kardeş şehir olan Matera’da kayalara oyulmuş binlerce yıllık evler, tapınaklar gerçekten etkileyici…

Matera Sassi Konutları, Carlo Levi’nin “İsa Eboli’de Durdu” kitabına konu olan mekânlar, Amalfi Sahili, Alberobello ve Trullo evleri, Capri…

TUR PROGRAMI

30 Nisan 2024, Salı: İZMİR> İSTANBUL / BARİ – POLİGNANO A MARE – OSTUNİ – BRİNDİSİ- LECCE
Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminali THY kontuarında saat 02.00’da buluşuyoruz. Pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayıp TK 2355 sefer sayılı uçuş ile saat 03.45’ta İstanbul’a gidiyoruz. 05.00’te İstanbul’a varış. TK1445 sefer sayılı uçak ile saat 07.15’de Bari’ye uçuyoruz. Yerel saat ile 08.15’de Bari’ye “Merhaba” diyoruz.

Gümrük ve pasaport işlemlerimizi tamamladıktan sonra bizi bekleyen aracımıza geçiyor ve Güney İtalya’nın ikinci büyük kenti olan Bari’de panoramik bir tur yapıyoruz. BARİ Güney İtalya’nın Napoli’den sonra gelen en büyük şehridir. Yolcu gemilerinin yanaştığı limanı oldukça hareketlidir. Noel Baba olarak bilinen Saint Nicolas’ın Antalya Demre’den getirtilen kemikleri San Nicola Bazilikasında muhafaza edildiği için, Bari Hristiyanlığın hac noktalarından biri olarak ayrı bir önem taşır.

Bari şehir turumuzda; Liman caddesi (Lungomare di Bari), Avrupa’nın en büyük özel opera binası olan Teatro Petruzzelli, Teatro Margarita, Palazzo Municipale (Belediye Sarayı), Teatro Piccini, Palazzo de Governo (Hükümet Konağı), Colonna della Giustizia (Adalet Sütunu), Cattedrale di S.Sabina, S.Gregoria, Museo Diocesano, S.Marco Kilisesini görüyor, eski kentin daracık kıvrımlı sokaklarında, Ortaçağ’dan kalan mimari doku içinde panoramik turumuzu tamamlıyoruz.

Bugün ikinci hedefimiz, tarih öncesi (prehistorik) çağlardan beri yerleşime sahne olan ve günümüzde de Roma İmparatorluğu’na ait birçok eseri barındıran Polignano Amare. Geçimini turizm, tarım ve balıkçılıkla sağlayan bu güzel kasabanın büyüleyici bir atmosferi var. Polignano Amare, masmavi denizi, kireçtaşı kayaların üzerine inşa edilmiş evleri ve tarihi eserleriyle insanı etkileyen bir yerleşim! Turumuzda; Piazza Vittorio, Emanuel Santa Maria Assunta Kilisesi, Antik Traianus Yolu, Sur Duvarları, Ortaçağ sokakları ve seyir teraslarını görüyoruz.

Ardından, zeytin ve üzüm bağları ile çevrili Adriyatik kıyısına hakim bir tepede kurulu “La Citta Bianca” yani “Beyaz Şehir” olarak adlandırılan, Akdeniz mimarisinin yansıdığı ilginç sokakları ile bir inciye benzeyen Ostuni’ye hareket ediyoruz. Şehrin ana meydanı olan Piazza Della Liberta yani Özgürlük Meydanında bir kahve içimi serbest zaman veriyor ve San Francesco Kilisesi’ni ziyaret ediyoruz. Ardından Via Catterdrale
sokağından başlayarak şehri geziyoruz. İtalya’nın Puglia Bölgesinde ayni ismi taşıyan Brindisi ilinin merkezi bir liman kenti, komünü ve yönetim merkezi olan Brindisi gezimizin ardından Puglia içinde ama bambaşka bir ruha doğru Lecce’ye doğru yol alıyoruz. Otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme.

01 Mayıs 2024, Çarşamba: LECCE – ORRANTO- LOCOROTONDO – ALBEROBELLO
Otelde sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra ve bütün yolların ana bir caddeye çıktığı ve kaybolmanın neredeyse imkansız olduğu barok tarzı binalarıyla ünlü Lecce turu yapıyoruz. Güney’in Floransası olarak da bilinen Lecce’de sırası ile Piazza Duomo’yu, Piazza Sant’Oronzo’yu, meydanın tam ortasındaki arkeolojik kazı ile ortaya çıkmış anfitiyatroyu göreceğiz. Lecce mimarisinin yanı sıra kağıttan yapılan biblolarıyla da ünlüdür.

Turumuzu tamamlayınca, Adriyatik kıyısında ve Salento yarımadasının en doğu ucunda bulunan Otranto’ya hareket edeceğiz. Otranto kalesi, Bizans freskleriyle süslenmiş katedrali ve sahil şeridi görülecek yerler arasında olacak.

Sonra Puglia Bölgesinin kalbinde yer alan Locorotondo’ya hareket ediyoruz. Itria Vadisinin en yüksek noktasına kurulmuş olan Locorotondo’ya “Itria Vadisinin Balkonu” derler. Beyaz şarabı ve yuvarlak planlı eski şehir merkezi (old town) ile ünlüdür. Zaten adı da 2 Latince sözcüğün bileşiminden oluşur; yer anlamına gelen “locus” ve yuvarlak anlamına gelen “rotundus”. Tabii nefis bir manzarası var! Ayrıca bembeyaz evleri, labirent gibi uzayıp giden daracık sokakları, Barok yapıları, çiçekleri, dairesel meydanı, canlı atmosferi insanı içine çekiyor. Saray ve 19. yüzyıldan kalma Ana Kilise (Chiesa Madre San Giorgio) gerçekten görülmeye değer… Bu akşam ünlü Alberobello’dayız. Otelimize yerleşme, akşam yemeği ve geceleme.

02 Mayıs 2024, Perşembe : ALBEROBELLO – MATERA – ALTAMURA – ALBEROBELLO
Sabah kahvaltısı sonrasında konik çatılı yapılarıyla bize Harran’ı anımsatacak olan Alborebello turumuz var! Bu güzel kasaba 1995 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış. Trullo adı verilen evlerin kökeni, 16. yy.’a dayanıyor. Konik çatılı, harçsız örülmüş duvarları, spiral planları, beyaz ve gri renkleriyle Trulli evleri, Kralın koyduğu ağır vergilerden korunmak amacıyla bulunmuş bir çözüm! Trulli kasabanın karakteristiği haline geldiği için yapımına devam ediliyor. Günümüzde sayıları 1500 e ulaşmış. San Antonio Kilisesi olarak bilinen Trullo anıtsal girişi ve güllerle çevrili pencereleriyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Bir şapeli ve çan kulesi bile var. Güney İtalya’nın İtria Vadisindeki en ünlü kasabalardan birisi olan Alberobello, sayısı1,500’ü aşan trulli eviyle turistlerin en fazla ziyaret ettiği yerlerden biri. Bizim de sayısız fotoğraf çekeceğimize kuşku yok…

Bir sonraki durağımız olan Martına Franca’ya hareket ediyoruz. Güney İtalya’nın Basilicata bölgesinde yer alan UNESCO Dünya Mirası listesinde bir şehirdir Matera. Tüf kayalara oyulmuş olan evler ve kiliselerin bulunduğu bu şirin şehir, yapıları nedeniyle de dünya tarihinin kaya üzerinde yerleşimin devam ettiği en eski şehridir. Tüf kayalık bir bölgede kayalara kazılarak inşa edilen kilise ve evlerden oluşan, dokusu itibariyle Kapadokya’yı andırmaktadır. Matera’da eski yerleşim yeri olan Sassi de Matera’yı rehberimiz eşliğinde keşfediyor, kayaya oyulan kiliselerden ve evlerden birini ziyaret ediyoruz. Altamura Matera gibi karstik vadiler ve mağaralarla doludur. Murga platosu üzerinde şehrin yakınında “Pulo di Altamura” adlı 550m çapında 92m derinliğinde bir çöküntü bulunmaktadır. Belediye sınırları içinde 12.600 hektar büyüklükte olan “Alatamura Alta Murgia Milli Parkında bu tip kireçtaşı mağaraların biri olan ve “Lmalunga Grotosu” ile adlandırılan mağarada 130.000 yıl önce yaşamış ve kireçleşmiş bir iskelet bulunmuş ve bunun Avrupa’da yaşayan ilk insanlardan olduğu kabul edilerek “Altamura Adamı” adi verilmiştir. Alberobello’daki otelimize dönüş ve geceleme.

03 Mayıs 2024, Cuma: ALBEROBELLO – TARANTO – SALERNO
Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrasında 40 dk. sürecek bir yolculukla Taranto’ya gidiyoruz. Taranto, İtalya’nın güneyindeki Puglia bölgesinde yer alan bir liman şehridir. Aynı zamanda Taranto ilinin merkezi olup önemli bir askeri üs ve önemli bir ticaret merkezidir. İtalyan filolarının konuşlandığı ve donanmanın bulunduğu stratejik bir konuma sahip Ponte Girevole, Piazza Castello, Castello Sant’Angelo, Via Duomo ve daracık sokakları ile adeta bir film setini andıran eski kenti yürüyerek keşfediyoruz., sonrasında yolculuğumuza devamla Salerno’daki otelimize giriş yapıyoruz. Konaklama otelimizde.

04 Mayıs 2024, Cuma: SALERNO – POSİTANO – AMALFİ
Kahvaltıdan sonra tekneyle Positano, Amalfı ve Amalfi Kıyı Kasabalarını içeren Amalfi körfezi turuna çıkıyoruz. Salerno limanından teknemize biniyoruz. Kristal berraklığındaki sularda Vietri Sulmare, Cetara,, Erchie, Maiori, Minori, Ravello, Praiano kasabalarını tekneden görüyoruz. Amalfı ve Positano’da karaya iniyor ve bu kasabaları geziyoruz.. Positano bir dağın yamacında yerleşmiş gerçekten çok keyifli ufak bir kasaba. Otantik, bozulmadan günümüze kadar gelmiş bir sayfiye adası. Gün batımında Positano kızıla boyanırken gördüğümüz manzaraları tarif etmek mümkün değil. 1950ler’de John Steinbeck, Positano’yu bir dergi için kaleme almış. O günden sonra da şehir filmlere, şarkılara konu olmuştur.

Amalfi ‘nin kuruluş hikayeleri arasında en yaygın olanı, şehrin Roma kökenli olduğudur. Costantinopoli’ye doğru giden bir kaç Roma’lı ailenin, fırtına sırasında sığındıkları bu koyda, Amalphia şehrini kurdukları anlatılır. Günümüzde Amalfi deniziyle, eşsiz manzaralarıyla, konukseverliği ile dünyaca ünlü bir kasabadır. Birçok filme esin kaynağı olmuştur. Keyifli bir günün sonunda otele dönüş ve konaklama.

NOT: Amalfi’de sıkı bir park yasağı uygulaması olduğu için transfer otobüs yerine tekne ile sağlanacaktır. Kurallara göre otobüs park etmek için duramıyor yalnızca misafirleri bırakabiliyor. (Otobüsün misafirleri alma ihtimali yok)

05 Mayıs 2024, Cumartesi: CAPRİ ADASI – SORRENTO – NAPOLİ – İSTANBUL >> İZMİR
Sabah kahvaltımızı erkenden yaparak yola çıkıyoruz. Bu sabah, seyahatimizin doruk noktası sayılabilecek olan CAPRİ’ye gidiyoruz. Sorrento limanından hızlı vapur seferi ile Capri Adasına geçiyoruz. Küçük otobüsler bizi adanın en yüksek noktası olan dik bir yamaçtaki Ana Capri’ye götürüyor. Muhteşem manzarayı anlatmak kolay değil… Capri Adası, zamanında Roma imparatorlarının yazlık mekânı olmuş. Özellikle imparator Tiberius bu adayı çok sevmiş ve bir dizi villa yaptırmıştır. Jovis Villası’na ve Villa San Michel’e hayran olmaktan kendimizi alamıyoruz. Öte yandan Ortaçağ izlerini de taşıyan Capri bir açık hava müzesi gibi. Gerçek olamayacak kadar güzel adadaki turumuza devam ederken, limon kokan daracık sokaklarda yürüyoruz. Maksim Gorki’nin sürgün yıllarında kaldığı Via Krupp’da, bizi rengârenk bir sokak karşılıyor. Sağlı sollu dükkânların dizildiği caddede Capri Adasının ünlü kayaları Faraglioniyi de görüyoruz. Şirin dükkânlarda çok hoş ürünler satılıyor. El yapımı sandaletler, zamanında dünyanın en küçük laboratuvarında Capri çiçeklerinden yapılan parfümler ve ünlü Capadimonte porselenleri oldukça çekici. Beyaz Kiliseyi, Augusto’nun bahçelerini ve Capri’nin ünlü meydanını ziyaret ediyoruz.

Vakit geliyor ve istemeyerek de olsa Capri’den ayrılıyoruz. Sorrento’ya geldiğimizde vakit müsait olursa panoramik bir tur yapıyoruz. Ardından Napoli’ye geçiyor ve Havalimanına hareket ediyoruz. TK1880 sefer sayılı uçak ile saat 19.35’de İstanbul’a hareket ve 22.55 ‘de varış. Saat 01.30 ‘da TK2354 ile İzmir ‘e hareket ve 02.40 ‘da İzmir’de olabileceğimizi düşünüyoruz.