Ebruli’nin en genç gezginleri, ECE ve DEFNE ERLAT’tır. 2007 Yılı itibarıyla, Ece 10, Defne 8 yaşındadır. Yıllardır bizimle dağ – taş, dere- tepe gezerler.. Onlar bizim küçük konuklarımız filan değil, gerçekten “GEZGİN”dirler. Merakla, hevesle, ilgiyle gezileri baştan sona izlerler ve her anına katılım gösterirler. Yürürler, tıırmanırlar, incelerler, soru sorarlar, kendi çaplarında yüzey araştırmaları yaparlar, çiçek toplarlar, kuşları, böcekleri izlerler, hayvanlara şevkat gösterirler. Tüm yöresel yemekleri cesaretle denerler. Hatta Defne beğendiği yerlere taşınıp kalmak için annesini ikna etmeye çalışır..
Onların mızıldandığını, şımarıklık yaptığını gören olmamıştır. Ece ile Defne hayatı bir keşif yolculuğu olarak yaşamanın sırrına varmış, mutlu olmayı bilen, çok özel arkadaşlarımızdır bizim.
Son gezimizde onlar hakkında bir şey daha öğrendik.
Ece ile Defne’den rica ettik ve 08 Nisan 2007 Pazar günü katıldıkları “İNCİRLİOVA- BALLIKAYA- CEBRAİL FRESKOSU” gezisinde otobüste yazdıkları notları web sitemizde yayınlamak istediğimizi söyledik. Önce biraz düşündüler ama sonra anılarını bize vermekte bir sakınca görmediler.
Sevgili Ece ve Defne size çok teşekkür ederiz. Dostluğunuz, güzelliğiniz, olgunluğunuz, coşkularınız, çocukluğunuz ve herşey için. Bize neler neler kattığınızı bir bilseniz.!
Ebrulitur’daki tüm arkadaşlarınız sizi çok seviyor..
DEFNE ERLAT
İNCİRLİOVA-TİRE GEZİSİ
08 Nisan 2007, Pazar
Bugün Tire yakınlarında bir yolculuğa çıktık. Nina teyzemle birlikte oturduk. Sonra kahvaltı yaptık. Sonra otobüse bindik. Ondan sonra köprüsü yıkılmış bir dereye geldik. Sonra zar zor tırmanılan bir dağa geldik. Sonra piknik yaptık. Sonra başka bir dereye varıp çağla badem yedik ve arabaya bindik. Deve yürüyüşünden esinlenerek yapılmış bir müzik dinledik. Gerçekten sanki develer yürüyor gibiydi. Ama bunu herkes bilmiyor. Çakıcı türküsü çalarken ablamla birlikte bizde mırıldandık. Sonra başka bir dereye vardık ve orada bulunan ördeklere baktık. Güzel bir geziydi, eğlendik.
Son.
ECE ERLAT
İNCİRLİOVA-TİRE GEZİSİ
08 Nisan 2007, Pazar
Sabahleyin çantamı hazırladım ve otobüse bindik. Birkaç saat sonra Varan tesislerinde kahvaltı ettik ve gezimize başladık. İlk başta İkizdere”ye gittik. Orada yıkılmış bir köprü gördük. Burada taş topladık, güzeldi. Ancak taş toplarken birkaç karınca beni ısırdı. Sonra otobüse binip Ballıkaya Tepesine tırmandık. Dağa tırmanmak biraz zordu. Tepeye varınca Cebrail freskosunu ve bir tilki gördük. Orada yeni bir tırmanma stili keşfettim. Popolama kayak gibi.. Ayaklarını yere koyup ellerinle ittirerek. Ben bu dağdan birçok taş ve yerde para buldum. (Bu paralar uğur getirir) . Sonra bir şelalenin yanında piknik yaptık. Ama şelale akmıyordu. Ona çok üzüldüm. Piknik bittiğinde ben tıka basa doymuştum ama yine de yemeye devam ediyordum. Sonra sırf kervanların geçebileceği bir köprüden kekik topladık. Daha sonra otobüste Çakıcı adlı bir parça dinledik. Sonra Efe dinlenme tesislerinde yine yemek yedik. Orada gezerken tarihi eserler buldum ve tesislerin altındaki tarladan çiçek topladım. Tesiste 11 yaşında bir köpek vardı. Bence köpek yaşına göre biraz fazla yaşlıydı. Sonra Derekahve”ye gittik ve gazoz içtik. Çok güzeldi ve dere vardı. Bu derede ördekler yüzüyordu. Sonra annem Ecmel Erlat”ın çocukluğunun geçtiği Tire”ye gittik. Annem burada bazı yerleri biliyordu ve bazı kişileri tanıyordu. Bu geziyi çok sevdim. Herkese hoşçakalın.
Ece